tag:blogger.com,1999:blog-89079546466309132662024-03-05T10:59:35.549-08:00Daily e-motionhisterime tercüman gazetesiaslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.comBlogger881125tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-75001707200053015342014-01-04T13:02:00.001-08:002014-01-04T13:02:12.277-08:00sihirli ayna geleceği, geçmişi, kimin güzel olduğunu gösteren değildir. benim için sihirli ayna varolanı değil, eksik olanı gösterendir. çünkü insanın her gün aynalara bakıp kendinde varolanları görmektense, eksik olanı görüp, onları tamamlamaya çalışması çok daha erdemlidir.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-71597742448241987442013-12-08T04:49:00.000-08:002013-12-08T04:49:10.603-08:00şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak hakikati keşfedemezsin. kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin. o yüzden kendini kim olduğunu aynalarda arama. başkasının seninle konuşması, sana bakışı senin kendi aynan olsun. bir insanın hatta bir kedinin, bir köpeğin sana davranışlarıa bak. senden korkuyorlar mı, hemen yaklaşıyorlar mı, senin yanında rahatlar mı, sana istedikleri gibi davranabiliyorlar mı? bunlara bak ve kendini gerçek aynada gör.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-66728489751993994082013-12-01T10:37:00.000-08:002013-12-01T10:37:40.037-08:00'bir varmış, bir yokmuş' anektodları <b>'bir varmış, bir yokmuş'</b>un peşinde koşan insanlar ne var olur, ne de yok olabilirler.<br />
<b><br /></b>
<b>bir varmış, bir yokmuş'</b>un en modern ve hızlı hali facebook'ta ilişki var, ilişkisi yok geçişi.<br />
<br />
masalların <b>bir varmış, bir yokmuş</b> ile başlamasının nedeni hiçbir zamanda hiçbir yerde olmalarıdır. bir varmış, bir yokmuş aslında masallara inanmamak için bir uyarıdır.<br />
<b><br /></b>
<b>'bir varmış, bir yokmuş'</b> da insanla beraber büyür.<br />
<br />
felsefedeki varlık ve yokluk tartışmaları belki de bir filozofa annesinin <b>'bir varmış, bir yokmuş'</b> ile masal anlatmasıyla başlamıştır.<br />
<br />
çağımızın weba'sı uykusuzluğun çözümü belki süt içmek değil,<b> 'bir varmış, bir yokmuş'</b>lu bir masal dinlemektir.<br />
<br />
kimse <b>'bir varmış, bir yokmuş'</b> için yeterince olgun değildir.<br />
<br />
filozoflar varlık ve yokluk'u tartışırken uykularının gelmesi bir <b>'bir varmış-bir yokmuş' </b>alışkanlığıdır.<br />
<br />
insan bazen 'develerin tellal, cücelerin berber, dedesinin beşiğini tıngır mıngır sallandığı<b> bir varmış, bir yokmuş </b>dünyasında yaşamanın nasıl olacağını merak ediyor.<br />
<br />
bana çok güvensizlik veriyorsunuz. size <b>bir varmış, bir yokmuş</b> diyebilir miyim?<br />
<br />
bir masal yazsam sonuna <b>bir varmış, bir yokmuş'u</b> koyardım. sev, gez, izle, keşfet, itiraf et, haykır, bırak, varol, sen ol. çünkü bir varmış, bir yokmuş....<br />
<br />
her güne <b>bir varmış, bir yokmuş </b>ile başla. her gün sana masal gibi gelsin.<br />
<br />
ben <b>bir varmış, bir yokmuş'un</b> değil, sonunda gökten düşen üç elmanın peşindeyim.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-13919477230072485852013-12-01T00:23:00.001-08:002013-12-01T00:23:51.477-08:00#blogfırtınası<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Millet her yerde blog challenge’ları yapıyor, yazmaya teşvik olsun diye, bizde tık yok. Onunçün ben de <a href="http://writewithfey.blogspot.com/2013/07/chrys-feys-30-day-writing-challenge.html" sl-processed="1" style="border: 0px; color: #0099ff; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">yabancı bir sitede</a> bulduğum 30 günlük bir challenge’ı aldım, Türkçe’ye uyarladım. Şimdi biz de <a href="http://tamamenatiyorum.com/">Deniz'le</a> birlikte yapıcaz bunu.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Challenge yerine ne desek Türkçe’de? Bilemedim. Ödev diyelim.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Nedir yani? Şöyle bi şey:</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">31 gün. 31 ödev. Aralık ayı boyunca her gün bir yazı.</strong></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Katılmak isterseniz bekleriz, katılırsanız twitter’da hashtag’lemeyi (<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">#blogfırtınası</strong>) unutmayın ki takip edebilelim. Hatta bu yazıya link verirseniz, burada da birikir pingleriniz, güzel olur, hem belki başkaları da katılır, hep beraber birbirimizi gaza getiririz. İnternet mimi gibi bir şey aslında işte. Haaa hangi günün ödevini yapıyor olduğunuzu da belirtin tabii yazının bir yerinde bence.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Ödevler şöyle:</div>
<blockquote style="background-color: #eeeeee; border: 1px solid rgb(204, 204, 204); color: #707070; font-family: 'Droid Sans', Verdana, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 21px; margin: 1.538em 0px; outline: 0px; padding: 1.538em 1.538em 0px; quotes: ''; vertical-align: baseline;">
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 1.</strong> Yazınıza “Bir varmış, bir yokmuş” ile başlayın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 2.</strong> Herhangi bir kitabın, herhangi bir sayfasını açın ve bir satır seçin. O satırla yazıya başlayın, gerisi sizden…</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 3.</strong> Dünyada istediğiniz bir yere gidebilecek olsanız nereyi seçerdiniz, düşünün. Oradaki deneyiminizi yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 4.</strong> Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 5.</strong> Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye şeklinde yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 6.</strong> “Mutfakta penceremin önünde duruyorum…” Başlangıç cümlesi bu, gerisi serbest.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 7.</strong> En sevdiğiniz mevsimi yazınızda okuyuculara da yaşatın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 8.</strong> En sevdiğiniz şarkıyı alın, ismi ve sözleri yazınıza ilham olsun.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 9.</strong> Bir kafedesiniz, başınızı kaldırdınız ki kimi göresiniz! “Kimi” kısmı size kalmış, buyrun yazıda anlatın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 10.</strong> Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 11.</strong> İlk işiniz hakkında yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 12.</strong> Sevdiğiniz birini bir karaktere çevirin ve onun hakkında yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 13. </strong>Hep hayalini kurduğunuz evde yaşıyor olsanız nasıl bir şey olurdu onu yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 14.</strong> “Fırtınalı ve karanlık bir geceydi…” Yazıya bununla başlıyoruz, sonra neler oluyor bakıyoruz.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Gün 15. İyi ya da kötü, herhangi bir çocukluk anınıza yeniden hayat verin, bugünkü içgörülerinizle tekrar bakın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 16.</strong> Son yediğiniz yemeği tüm detaylarıyla anlatın, ağzımız sulansın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 17.</strong> Bugüne kadar yaptığınız en güzel tatili yarattığınız bir karakter yaşamış gibi anlatın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 18.</strong> En sevdiğiniz kitabın adı yazınıza ilham versin.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 19.</strong> Çocukkenki halinizi hikayenizdeki bir karakter olarak anlatın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 20.</strong> Burcunuzun özellikleriyle bir karakter veya bir dünya yaratın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 21.</strong> Dışarı çıkın ve dışarıda gördükleriniz hakkında yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 22.</strong> Geçmiş hayatınızda biriymişsiniz. Kimmişsiniz? Ne yaparmışsınız?</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 23.</strong> En sevdiğiniz kurgu karakterin günlüğüne yazdığı bir yazıyı yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 24.</strong> Bir gemi veya araba yolculuğundasınız, sizden yaşamak isteyeceğiniz yol hikayesini bekliyoruz.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 25.</strong> Su temasına dair aklınıza geleni yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 26.</strong> Geleceği hayal ettiğinizde ne görüyorsunuz? Bilim-kurgudan bahsediyoruz, evet!</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 27.</strong> En sevdiğiniz peri masalına yeni bir son yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 28.</strong> Şu an olduğunuz kişiyi bir hikayedeki bir karaktere çevirin.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 29.</strong> Ne yazarsanız yazın, sonu bitmemiş olsun, “devamı gelecek” hissi uyandırsın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 30.</strong> İlham perinize bir mektup yazın.</div>
<div style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin-bottom: 1.154em; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<strong style="border: 0px; font-family: inherit; font-style: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Gün 31.</strong> Konumuz yeni yıl. Yeni yıldan beklentileriniz, yeni yıl kararlarınız ya da aklınıza ne gelirse…</div>
<div>
<br /></div>
</blockquote>
aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-59626293823913070292013-11-24T10:15:00.002-08:002013-11-24T10:15:25.952-08:00hakan kalp aslıben içinde erkeklere karşı hep bir intikam duygusu besleyen, onlara çok inanmayan, onları hormonları ile hareket eden sevgisiz varlıklar olarak gören o kızdım. her zaman kız arkadaşlarım tüm erkeklerden daha önemliydi. kendini bir adama çok kaptıran kadınları da pek anlamazdım. hatta onlara karşı çok sert davranırdım ve de kendilerini çok kötü hissettirirdim. çünkü aşka, sevgiye, ilişkilere sadece akılla bakıyordum. kalbiyle hareket etmenin ne olduğunu bilmiyordum. ben bir adamla tanıştım, sonra kalbime de seçme ve seçilme hakkı verdim. çünkü bu adama bildiğim hiçbir taktik formül işlemiyordu.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
flört aşamamıza 'kaçan kovalanır' taktiği ile başladım önce. kaçtım, kaçtım, çok çok uzaklaştım. sonra baktım beni kovalayan yok. hatta kaçarken birkaç kere çok fena düştüm. bu adam kaçtığımı bile görmüyordu, "görmek istiyorsan gelirsin, konuşmak istiyorsan ararsın" mantığındaydı. yolu dümdüzdü. ben hep dönemeçlerle vakit kaybetmeye alıştığım için düz yoldan gitme fikri bile bana korkutucu geldi başta. "buluşalım mı" diye mail yazacağım mesela, gidip "iki insanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan şeyler" konulu makale yazıyorum adama. o bana sadece "ne zaman buluşalım" diye cevap veriyor, beni kısaltıyordu. <b>ben hakan'la beraber ne istiyorsam onu söylemeyi öğrendim. </b><br />
<b><br /></b></div>
<div>
ben sosyal asosyallerdenim ama hep bi triplerdeyim o zamanlar. sürekli bir gezmelerdeyim, şarap masalarında hep bir şuh kahkalar.. hep kendimden bahsediyorum ama. benden değerli hiçbir şey yok, konu benden bağımsızlaşınca sıkılıyorum mesela. yine başka bir yere dalıp ertesi gün ne giyeceğimi düşünüyorum. hayatımda "sen" kelimesi yok. hakan da tam tersi. biriyle konuşurken, onun hikayesinin kendini ilgilendiren kısımlarını sorgulamıyor. kişinin hikayesi ile ilgili sorular soruyor. içten ilgileniyor. <b>ben hakan'la beraber insanlara soru sormayı onları dinlemeyi öğrendim. </b><br />
<b><br /></b>
benim bir yatılı okul geçmişim var. yatılı okullar insana çok şey katar ama çok şey de alır. her şey ile kendin başetmek zorunda kalırsın. ama aslında onlarla başedemeyecek kadar küçüksündür. güçlenirsin ama bu güç bazen yanlış yere kas yapmak gibidir. çünkü o kası kullanmayı bilmezsin. bir de bütün bu içsel kaoslar yanında çok bariz şeyleri bilmezsin. sabah uyanınca üzerine hırka, ayağına çorap giymen gerektiği gibi küçük şeyleri... ben eskiden çok hasta olurdum ama bu hastalıkların da aslında sadece bi hırka ve çorapla geçeceğini bilmezdim. <b>hakan'la beraber hırka ve çorap giymeyi öğrendim.</b><br />
<br />
fransız dadılar tarafından büyütülmedim. ama beni fransız dadılar büyütmüşcesine oluşturduğum bir yemek yeme adabım vardı. yemek yerken dirsekler mutlaka masanın üzerinde durur, et yemeği olduğunda çatal bıçak mutlaka kullanılır. salata kaseleri ayrı olmalıdır ve herkes ortadaki salata yerine kendi küçük tabağındaki salatadan yemelidir... bir gün bir baktım hakan bayağı ortadaki salatayı kaşıkla yiyiyor. "böyle suyunu da rahatlıkla hüpletebiliyorsun." diyor. ben de salataya kaşığımla daldım. baktım ki öylesi çok daha eğlenceli. <b>hakan'la beraber salatayı kaşıkla yemeği öğrendim.</b><br />
<b><br /></b>
hakan'la ilişkimiz ciddileşmiş. bi evlilik fikri var ikimizde de ama kimse tam olarak dillendirmiyor. ben o zaman çevrenin bilinçaltıma soktuğu şeylerden de yola çıkıp çok şahane bir evlilik teklifi bekliyorum hakan'dan. yemekli, sürprizli, viral film olabilecek kadar güzel "işte bana da böyle evlenme teklif edilir" dedirtecek bir teklif. sonra bir gün motorumuzla eve giderken hakan dönüp bana, "biz de evlensek mi" ya diyor. ne diyorum tam duymuyorum, "biz de evlensek mi" diyor. ve o gece hayatımızın en güzel gecelerinden birini yaşıyoruz. ikimiz de mutluluktan uyuyamıyoruz. sonra ben bu evlilik teklifini kafamdaki evlilik teklifine uymadığı için hakan'a tek taşlı romantik yemekli bir evlilik teklifi daha yaptırtıyorum. ama o ilki gibi olmuyor.<b> ben hakan'la öğretilmiş senaryoların değil, kendi senaryonun seni gerçekten mutlu ettiğini öğrendim. bi de tek taşın aslında hiç umrumda olmadığını.</b><br />
<b><br /></b>
hakan da ben de uçakları sevmeyiz. bineriz ama sevmeyiz. ben bunu hep kompleks haline getirip kendimi sıkıp sıkıp bir şekilde uçağa biniyordum. yediremiyordum kendime çünkü, neden herkes biniyor da ben binemeyeyim hayır aslı sen de bineceksin diye kendimi hep zorluyordum. hakan ise bu yoksunluktan dolayı kendine çok güzel bir çıkış noktası bulmuştu. motor. hayallerinde uçakla bir yere gitmek yoktu ama motorla mısıra gitmek vardı mesela. o görmek istediğimiz ülkelere bir de yol hikayesi ekleyip gidebilmek vardı. <b>ben hakan'la hayallerine bir gidiş yolunun mutlaka olduğunu öğrendim.</b><br />
<b><br /></b>
<b>bu yüzden hakan boşu boşuna öğretmenler gününde doğmamış, bence herkesin ondan öğreneceği çok şey var. ondan her gün yeni şeyler öğrendiğim için de ben çok çok şanslıyım.</b><br />
<br />
<br /></div>
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
</div>
aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-11280294201284639662013-11-18T05:07:00.001-08:002013-11-18T05:07:20.195-08:00totaliter rejime girişbiz korkağız. evet. eskiden beri kendimiz gibi olmayandan korkmaya programlandık. karşı taraftan hep kötülük bekledik. "eğer senin gibi değilse, sana kesin bir zarar verir" olgusu dayatıldı bize. o yüzden kutuplaşınca güvende hissettik kendimizi. ekvator çizgisinde beraberce muson ikliminde yaşamaktansa, kutuplarda donmayı tercih ettik. bunun nedeni de sadece güvensizlikti. amerika'lılar salaktır, çingeneler pistir, karadenizliler tehlikelidir, yunanlılar hırsızdır... hep başkasının oluşturduğu kalıpların arkasından yürümeyi tercih ettik. kendi kabımızı oluşturup onda su olamadık. buunduğumuz kabın şeklini alamadık. çünkü bizim gibi olmayan herkes tehlikeliydi. peki bunun aksi neydi? bizim gibi olanlar da bizim için güvenliydi. onlar ne yaparsa doğruydu. onlar haklıydı. onların ahlaki açıdan yaptığı yanlışlar görmezden gelinirdi. çünkü dediğim gibi onlar bizdendi. ve bizden olmaları yaptıkları bütün hataları görmezden gelmeye yeterdi. taciz mesela. tacizin kendisi kötü bir şeydir. onu yapanın kim olduğuna göre kötü ya da iyi olmaz. ama bu hükümet ile ahlak değerlerimiz o kadar değişti ki, doğru-yanlış kriterini belirleyen yapılan şey değil, onu kimin yaptığı oldu. adalet sistemi ahlak değerlerine bağlandı. ahlak değerleri de hükümete. ve şu anki en tehlikeli damarı da budur. ahlak değerlerinin değişmesi, totaliter rejimin sinyallerini verilir. bu sinyalleri görüp direksiyonu çevirmek ya da bile bile yola devam etmek... bu da artık bizim elimizde.<br />
<br />
<br />
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-39896599116249308792013-11-09T12:02:00.000-08:002013-11-09T12:02:38.102-08:00yeni trend: olduğun şey olmamakbiz kadınlar ne zaman bu kadar kendimizin dışına itildik ve kendimiz gibi olmamakla övünmeyi bu kadar normal bulduk bilmiyorum. trend'leri belirleyen bir grup psikopat yeni trend olarak "olduğun şey olmamak'ı" buldu ve hepimiz bu ilüzyonda kaybolmaya başladık.<div>
<br /></div>
<div>
mesela hamilelik. hamilelikte son trend, hamile gibi olmamak. "hamileliğinin belli olmaması, göbeğinin çıkmaması" iyi bir şey gibi algılanıyor. böyle bir şey olabilir mi? ya da böyle bir şey neden olur? hamileleğin doğasında kilo almak varken, hamileyken kilo almamak nası bir övünç haline gelir? "hamileliğimin 5. ayına kadar kimse hamile kaldığımı anlamadı oley" nasıl bir ego yoksunluğudur anlamıyorum. ama bunu yapan kadınları da suçlamıyorum. bunu trend yapan ve bilinçaltımıza sokan psikopatları suçluyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
mesela yaşlanmamak. yaşını göstermemek sanki bir beceri, sanki bir başarı, sanki bir sosyal sorumluluk yerine getirmek... ancak kadınlar hangi yaşta olursanız onu gösterin tadını çıkarın demek, dev bir sanayinin çökmesi demek. 100 mg'lık kremlere 500 TL verebilme eğilimimize bakarsak, bu trendi bize dayatanın ticari zekası yüksek ve kadın psikolojisini çok iyi çözmüş bir psikoticarist olduğunu anlayabiliriz. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
mesela üzülmek. evet üzülmek. üzgün olduğumuzu kapatmak için neden bu kadar sıkıntı çekiyoruz. öyle ideal bir dünya yaratıldı ki kimse kimseyi üzgün görmüyor. herkes kendi evinde üzülüyor. üzgün olanlar da (ki hemen hemen herkes), insanlar dışarıda çok mutlu ben neden bu kadar üzgünüm diye kendini bir kez daha dövüyor. insanın ruhu evi dağınık olsa da, salonunu hep toplu tutuyor. böylece misafir geldiğinde her şey yolunda gibi gözüküyor, diğer odalara alınmıyor...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
oysa ki hayatta hamilelik kiloları kadınları çok güzel gösteriyor,</div>
<div>
çizgiler kadınlara botoxtan daha çok yakışıyor,</div>
<div>
üzülmek insana mutlu olmanın değerini gösteriyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
kadınlara zaten her şey çok yakışıyor, </div>
<div>
ama gerçek olmak ve olduğu gibi görünmek daha da çok yakışıyor.</div>
<div>
<i><br /></i></div>
<div>
<i>sürekli yaz mevsimi olsaydı,</i></div>
<div>
<i>güneş bahçeyi yakıp kavururdu. mevlana</i></div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-31947846464641768432013-11-09T10:27:00.003-08:002013-11-09T10:29:31.698-08:00İnsanlar ikiye ayrılır. Kalbinde bir fil oturan insanlar ve kalbinde bir kuş oturan insanlar.Kalbinde fil oturan insanlar hayatın gerçekleri ile yüzleşmiş insanlardır. Onlar için hayat 'ojemin rengi ile ayakkabımın rengi tutmadı, bu benim için dünyanın sonu', 'erkek arkadaşım bana istediğimden daha az pırlantalı bir yüzük aldı', 'tweet'imi kimse rt etmedi' değildir. Onlar için hayat günlük hayat değildir. Başından itibaren sorgulanan, sorgulansa da anlaşılamayan bir hayattır. Kalbinde fil oturan insanlar yüzeysel olan insanlara hep eleştiriyle bakar gözükür. Aslında onları eleştirmezler, onlara bir yandan gıpta ederler. Çünkü olmak istedikleri aslında o kadar yüzeysel yaşayabilmektir. Gerçekliğe açılan pencereyi kapatabilmektir. Bunu hiçbir zaman yapamazlar. Kalplerindeki fil kendi içlerini yiyip daha da şişmanlar. Daha da yerleşir. O fil ile yaşamak ne kadar zorsa, etrafa karşı kalbinde bir kuş varmış gibi davranmak da bir o kadar zordur. Kalpteki file korse giydirmektir. Kalplerinde fil olan insanlar her adımlarında çok düşünürler. Çünkü bir şey yapabilmek için kalplerindeki fili yerinden kaldırmak gerekir. Onlar için mutsuzluk olağandır.<br />
<br />
Kalplerinde kuş olan insanlar, adı üzerinde kuş gibidir. Özgürdür. Kolay hareket eder. O kuş kişi nereye giderse onunla gelir. Yük olmaz. Mutluluk verir. Pırpır bir kalpleri vardır zaten. Düşünmezler. Bir daha yazıyorum, düşünmezler. Sadece hareket ederler. Düşünmemenin dünyadaki en lüks şey olduğunu bile bilmezler. Anda yaşarlar. Onlar için her şey rahattır. İçsesleri yoktur. Mutluluk olağandır.<br />
<br />
Ve insanlardaki bu ikiye ayrılışın bir sonuç paragrafı yoktur. Bu iki ayrı insan tipi ayrı ayrı yaşamaya devam eder. Bu yüzden de yeryüzünde bir dünya yoktur, aslında iki dünya vardır.<br />
<br />
<i><br /></i>
<span style="background-color: whitesmoke; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><i>Ben artık çirkinim incindim incinmekten, </i></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><i>kalbimin içinde bir fili, </i></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><i>Taşıyıp duruyorken gülümsemekten. /fatma şengil süzer</i></span><br />
<br />
<br />
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-82205540081792124182013-10-05T11:45:00.002-07:002013-10-05T11:45:48.472-07:00<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;">küçükken bazı evlerde aynaların kadife örtülerle örtüldüğünü görüp acaba bu insanlar kendilerini sevmiyorlar mı, neden örtüyorlar derdim. şimdi anladım ki, o aynaların örtülmesinin sebebi, sadece kendini sevecek kadar ego sahibi olmamaktı. aynayı örtmek, kendinden başkalarına da bakabilmek demekti</span>aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-50388699547829760412013-03-02T09:16:00.004-08:002013-03-02T09:16:28.626-08:00ben ve leonardo di caprioonsekiz yaşından önce aşık olmak yasaklanmalı. hoşlanma, flört falan olabilir ama baş edemediğin o aşk duygularıyla insan çok saçmalayabiliyor. ne diyosun kızım, ne alaka ya dediğinizi duyar gibiyim ama bakın önce bir dinleyin.<div>
<br /></div>
<div>
blue jean dergisinin bir sayısında gördüğüm o yeşil gözlü, havalı saç traşlı, bol gamzeli çocuk olan leonardo di caprio'ya her hey girl gibi ben de aşık olmuştum. yalnız diğer kızlarla aramdaki fark ben leonardo ile bir ilişki yaşadığımızı düşünüyordum. gerçekten. önce leonardo ile cicim aylarımız, sonra klasik rutinleşen ilişki ve en son beni kate winslet'le aldatmasından sonra ayrılığımız. böylesi fırtınalı bir ilişki içimden taşıyordu ama ben yaş ve dönem gereği kendimi alkole, gece çıkmalarına, twitter'dan laf sokmaya veremediğim için bana en yakın kalemi alıyor ve şiir yazıyordum. ilişkimizin her aşamasını anlatan bir şiir yazmışım. kütüphanede bir kitap ararken eski günlüğümü buldum. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
leo'cum ile aşk hikayemizi yazdığım o şiirlerim üzerinden yaşayın, buyrun:<br /><div>
<br /></div>
<div>
<i><b>blue jean'de birbirimizi görüp aşık olduğumuz gün yazdığım şiir:</b></i></div>
<div>
<br /></div>
<div>
ilk görüşte aşka inanır mısın?</div>
<div>
bence artık inanırsın.</div>
<div>
bence tanışmamızı kader istedi.</div>
<div>
ben de seni yine görmek isterim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>leonardo'nun bize taşındığında (yani duvarıma posterlerini astığımda) yazdığım şiir:</i></b></div>
<div>
<b><i><br /></i></b></div>
<div>
senin yerin benim yanım,</div>
<div>
şaka olarak de bana hanım,</div>
<div>
saçlarını bi kere de ben tararım,</div>
<div>
canım, canım, canım.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>leonardo'yu annemle tanıştırdığımda (anne sana aşık olduğum çocuğu göstercem dediğimde) yazdığım şiir:</i></b></div>
<div>
<b><i><br /></i></b></div>
<div>
herkes bilsin istiyorum,</div>
<div>
herkes görsün istiyorum,</div>
<div>
ama sana bakanlar,</div>
<div>
bir anda kör olsun istiyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>ilişkimize ara verdiğimiz dönemde yazdığım şiir:</i></b></div>
<div>
<b><i><br /></i></b></div>
<div>
sensiz kimsesiz,</div>
<div>
gözlerimde yaşlar her yer sessiz,</div>
<div>
senden kalanlar ve biz,</div>
<div>
yaprak ve dikendik ikimiz,</div>
<div>
şimdi çıplak kaldı gül bizsiz.</div>
<div>
<b><i><br /></i></b></div>
<div>
<b><i>umudumu kesip falcılara koştuğum dönemdeki şiir:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
bütün fallarımdan</div>
<div>
nefret ediyor çıkıyor gerçekten içinden </div>
<div>
bu mu geçiyor?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>ilişkimiz sallantıda:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
kalbimi kırıyorsun,</div>
<div>
tamir edilemez bir halde,</div>
<div>
parçalarını toplamak çok zor oluyor,</div>
<div>
ya da yedek parçası türkiye'de yok.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>kate winslet ile beraber olduğunu öğrenmişim, tutmayın küçük ergeni şiiri:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
yine hüzünlü bir akşamda</div>
<div>
senden ayrı kalmanın korkusuyla,</div>
<div>
yatıyorum yatağıma,</div>
<div>
bütün hayeller baş ucumda.</div>
<div>
neden benimle değil de onunla berabersin?</div>
<div>
benim kocaman kalbim yerine</div>
<div>
neden sana küçücük sevgisini versin</div>
<div>
büyük bir boşluğun içindesin ama</div>
<div>
yeterli değil bakışlar yaşamama</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>aldatılmak kolay atlatılmıyor şiiri:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
nasıl oldu sana böyle güvendim,</div>
<div>
nasıl oldu seni bu kadar sevdim,</div>
<div>
sahteymiş her halin fark edemedim,</div>
<div>
adını anmaya utanıyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i>kendimi toplama şiirim:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
arkanı dön ve bak,</div>
<div>
bıraktığın gibi bulamadın değil mi,</div>
<div>
artık seni tanıyorum,</div>
<div>
olması gerektiği gibi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
işte üç aylık aşkımız leo'nun beni aldatması ile son buldu. </div>
<div>
olsun her ilişki insanı olgunlaştırıyor. hoşçakal leo.</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPkfYn3HegkH3yHUFDq5Nytk3A3GNFX5dYLKh72uKRCK5UOkxw5QviDTIAaM2agLAa1lwruHKWxlXc1H4IPXF9GoryuCToWeS2pI71ogJ0wTl9-D3Z2YvFwxBLevUgubEAVEgkAOA4XxI/s1600/image.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPkfYn3HegkH3yHUFDq5Nytk3A3GNFX5dYLKh72uKRCK5UOkxw5QviDTIAaM2agLAa1lwruHKWxlXc1H4IPXF9GoryuCToWeS2pI71ogJ0wTl9-D3Z2YvFwxBLevUgubEAVEgkAOA4XxI/s400/image.jpeg" width="300" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1i5VRpmGJ_FS1opaH0Hq0YEVeQnbi_R7Ms8tnlOazCNI7Y4wSFMqY8a_4iS4tV2Y5UJGb6e_1xuMPYR7ChOqcaO_fCHoSnthQTf3nO1FHgL-aolvdEd_MWLmF77yqA4dFYsoI5p7Ht2M/s1600/image+(1).jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1i5VRpmGJ_FS1opaH0Hq0YEVeQnbi_R7Ms8tnlOazCNI7Y4wSFMqY8a_4iS4tV2Y5UJGb6e_1xuMPYR7ChOqcaO_fCHoSnthQTf3nO1FHgL-aolvdEd_MWLmF77yqA4dFYsoI5p7Ht2M/s400/image+(1).jpeg" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
</div>
aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-75056135247559001762012-12-04T00:15:00.005-08:002012-12-04T00:15:49.886-08:00uzun öpücüğün cilası, o sondaki kısa öpücük.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-73054219994085034902012-12-04T00:15:00.003-08:002012-12-04T00:15:26.150-08:00hiçbir yıldızın yörüngesine girmeyen başıboş serseri bi gezegen keşfedilmiş. bağlanma problemi olan adamların nereli olduğu anlaşıldı.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-50587526198026372472012-12-04T00:15:00.001-08:002012-12-04T00:15:09.188-08:00Günaydın mesajı sadece 'günaydın' değil, aynı zamanda 'uyandığımda seni düşünüyorum' demektir.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-34373339956220435522012-12-04T00:14:00.005-08:002012-12-04T00:14:49.565-08:00Günaydın sabah onlarca kıyafet deneyip , sonunda ilk denedikleri ile evden çıkanlar. Siz kaç dakika geç kaldınız?aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-66138997009648973882012-12-04T00:14:00.003-08:002012-12-04T00:14:30.013-08:00kötü kararlardan, iyi hikayeler çıkar.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-14442914052787945852012-12-04T00:14:00.001-08:002012-12-04T00:14:10.256-08:00Kadınlar ağlayınca kendini daha iyi hisseder. Çünkü gözyaşlarının kaldırma kuvveti vardır.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-68407009199609714042012-12-04T00:13:00.003-08:002012-12-04T00:13:51.195-08:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfkiaZV-xfEFwPq8qT9JJgfahocFB4A6_4EGlAqonsB_5E4DJSEggwyIwkSuOukMiSauLP8blsIEkmUdG1UufEDeIkt-9bHQwc0veVKgIfO21O5r5nDMbTrRLjEJha7KfSRplD8TkLIdo/s1600/Screen+shot+2012-12-04+at+10.13.19+AM.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="315" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfkiaZV-xfEFwPq8qT9JJgfahocFB4A6_4EGlAqonsB_5E4DJSEggwyIwkSuOukMiSauLP8blsIEkmUdG1UufEDeIkt-9bHQwc0veVKgIfO21O5r5nDMbTrRLjEJha7KfSRplD8TkLIdo/s320/Screen+shot+2012-12-04+at+10.13.19+AM.png" width="320" /></a></div>
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-83650888888460758412012-12-04T00:13:00.001-08:002012-12-04T00:13:01.942-08:00Kıvırcık saç seven erkek, kendine dayatılan tektip kadın modelinin dışına çıkabilen, hayal gücünü kullanabilen erkektir.aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-34199754212004212972012-11-23T09:13:00.003-08:002012-11-23T09:13:28.921-08:00bi insanın, başka bi insana sakladığı bi bakışı vardır.<br />
ilk görüşte aşk dedikleri,<br />
o bakışta saklıdır...<br />
<br />
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-60543747396557087872012-09-20T01:44:00.000-07:002012-09-20T01:44:19.057-07:00çıngıraklı burcugeçen gün biyerde okudum ya da dinledim bilmiyorum. bilinçaltım saat 18:00 metrobüsü sevgili günlük, eskisi gibi kendi isteğime göre modifiye ettiğim bir fiat 500 değil. insanların çalıştığı-ürettiği şey hediye olabiliyorsa, ne hediye alsam diye düşünmekten bayağı yırtıyormuş. mesela tekstilci bi arkadaşı varmış onun herkese en az sattığı çizgili gömleklerden hediye edermiş, ressam bir arkadaşı varmış satılmayan tablolarını götürürmüş doğum günü hediyesi olarak. bugün de benim taaa sıfır yaşımdan (doğduğumda bir yaşında mıydım haa) beri arkadaşım olan; beraber memeyi bıraktığımız, beraber uzadığımız, beraber sınıfın en kısası olduğumuz çıngıraklı burcu'mun doğum günü. hediyesi de bu yazı olsun, haha.<br />
<br />
yeni mis paragrafıma bir klişe ile başlayayım, hep birbirimize dedik yaşadıklarımızı yazsak roman olur diye. sonra ne o yazdı, ne de ben. işte ben naçizane şimdi yazmaya çalışacağım <i>"yaşadıklarımızı yazdım, bir sayfalık blog yazısı oldu</i>"yu geçemeyecek. sonra, burcu ile yaşadığımız hikayeler benim peşimi bırakır mı o zaman diyeceğim? <i>aslı-burcu sorarım size, onca rastlantı, onca aşk, onca ihtiraslı şeyi ben size bu kelimeler ile anlatılsın diye mi yaşattım </i>diyecek hikayelerimiz. ordan da hikayeler bize küsüp, karmamızı da kışkırtırsa o zaman lanetlendiğimizin resmi.<br />
<br />
daha yeni paragrafa başlayayım, bir önceki sonu seyirciye bırakılmış filmler gibi sıkıcı bitti. burcu ile aile ağacımızı üşenmeyip çıkarsak, onun halası benim teyzem, benim anneannem onun dayısının kızı, erkek kuzenim de onun kız kuzeni falan çıkabilir, öyle garip bağlantılarımız var. annelerimizin isimleri, aysun-füsun, babalarımızın isimleri kamuran-numan. halalarımızın ismi şükran. anneannelerimiz arkadaş, babaannelerimiz arkadaş. annelerimiz aynı anda hamile kalmış, o benden 7 gün önce yani bugün doğmuş (doğum günüm bir hafta sonra hediye ile ilgilenenleri <a href="http://www.marchesa.com/">buraya</a> alabilirim.) annelerimiz hamileyken biz arkadaş olalım diye karınlarını tokuşturuyormuş. anne karnından da bağlantı kuruyormuşuz yani. o zamanlar cinsiyet öğrenme falan yok tabi, kız olduğumuzu ilk birbirimize söylemişiz. hep arkadaş olma sözünü orada vermişiz burcu'yla. karın kertmesiyiz.<br />
<br />
sonra bir yedi sene ne olduğunu ben de hatırlamıyorum sevgili günlük. ama bir gün bir baktım, anneannelerimiz elimizden tutmuş bizi ilkokula yazdırıyor. bak diyor anneannem, sakın ağlamayın siz. berabersiniz. hep arkadaş olun, birbirinize iyi bakın. burcu daha kolay adapte oluyor okula. benim derin bi yaram var o zamanlar, babamı yeni kaybetmişim. babam beni omuzlarında taşırken, ben babamın artık olmayışını omuzlarımda taşımak zorunda kalmışım. botlarım ağır. o yüzden burcu biraz daha çocuk okulda, daha mutlu. ben mutluluğu daha çok bir günah olarak görüyorum. ama burcu'nun çocuk olması, beni de çocuk kılıyor. bir süre sonra bakıyorum, benim de tek derdim tuhafiyeye gidip üçgen oynamak için en havalı lastiği almak, öğretmenin oğlundan hoşlanmak ya da dirseklerimdeki kabukları koparmaktan aldığım garip haz olmuş.<br />
<br />
sınıfın en kısasıyız burcu'yla. 10 yaşında boyumuz 1.25 kilomuz da 25. en kısa olmak demek halk oyunlarında en uçta olmak demek. kafaya takmıyoruz ama. ne de olsa tek değiliz. aslı-burcu olarak anılıyoruz çevrelerce. adımız yalnız telaffuz edilmiyor. en büyük zevkimiz sarıyer sahile çıkıp, aynı kıyafetleri giyip, insanların bize aa siz ikiz misiniz diye sorması. inanılmaz bir keyif alıyoruz bundan. kardeş gibi hissediyoruz zaten, çevrelerce de bunun öngörülmesini istiyoruz. ilkokul mezuniyetimizde de, yine aynı kıyafetleri giyip ajlan-mine oluyoruz.<br />
<br />
beni iyileştiriyor burcu. ilkokul boyunca hep koruyor, kolluyor. kimselere laf ettirmiyor. o yüzden adı çıngıraklı burcu. hakkını, sevdiğini sonuna kadar savunduğu için. hiç susmadığı doğruları insanın yüzüne yüzüne söylediği için. böyle güçlü kadın çizdim kafanızda heybetli biri canlanmasın. minicik bir de. bir arkadaşımız bi seferinde "burcu sen adamı yersin" demişti. işte çok yiyip de hiç göstermeyenlerden.<br />
<br />
sonra ortaokul yıllarımız geliyor. ben yatılı okula gidiyorum. hiç kopmuyoruz ama. her gören aa siz hala ayrılmadınız mı diyor (hala da diyorlar.) en uzun ve en ihtiraslı ilişkim burcu benim, ayrılmayı düşünmüyoruz. y<i>azarken ne kolay, yaşarken ne zor</i> lafını şu an yazacağım ve bir cümlede sönen şeyler için söylüyorum sevgili günlük. benim minnoş burcu'mun babasını da, o onaltı yaşındayken benim babamla aynı lanet hastalıktan kaybediyoruz. bu sefer onun yanında olma sırası bende. bazen sabahlara kadar oturup hayatı, kaderi sorguluyoruz. küsüyoruz, kızıyoruz. bazen de olanları birbirimizle yaşadığımız için şanslı hissediyoruz. bardağın yarısı dolu tarafı o oluyor, başka bir bardağın da yarısı dolu tarafı ben oluyorum. bir bardak boş kalıyor belki ama, bir bardak da biz beraberken tam dolu oluyor. inkar etmeyi bırakıyoruz, su oluyoruz. olduğumuz bardağın şeklini alıyoruz ve alışıyoruz.<br />
<br />
tüm bu birikimlerin acısını çıkaracak kadar güzel bir gençlik yaşıyoruz burcu'yla. çok eğleniyoruz, çok aşık oluyoruz, çok ağlıyoruz, ama bunların hepsini birbirimizin ve annelerimizin omzunda yapıyoruz. (yalnız burcu ile gençliğimiz sana iyi malzeme verir sevgili günlük, bir ara onun da yazılmasına...) annelerimiz bizi özgür bıraktıkça, biz daha da doğru bir yoldan gidiyoruz. hiç yalan söylemiyoruz onlara mesela. içimiz hep ferah. bu yüzden belki gençliğimiz çocukluğumuzu iyileştiriyor. bir de tabi çevremizde sürekli aralarındaki bağlara denizci düğümü atan kocaman bir ailemiz var. onun annesinin erkek kardeşi yok. benim de annemin kız kardeşi yok. dayıma dayı, dedeme dede diyor burcu. ben de onun teyzelerine teyze. birlikte olunca burcu'yla bizim her şeyimiz oluyor.<br />
<br />
şimdi burcu ile 29 yaşına basıyoruz. 30'umuza yürüyen merdiven dayıyoruz. o benim hep ama hep küçük kardeşim olarak kalacak. onu zaman kadar seviyorum, onunla hep çocuk kalıyorum. burcu'yla ilkokulda istop oynarken, havaya topu attık ve o top hala düşmedi. biliyorum.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-78992910260209716672012-09-10T02:00:00.002-07:002012-09-11T05:18:31.416-07:00bugün çok özel biri ile tanıştım: kartal-kadıköy metrosu.Yeni körüklenen aşk ateşi gibi,<br />
<div>
Yurt dışında yaşayan sevgilinin gelişi gibi, </div>
<div>
Baharda açan ilk çiçekler gibi, </div>
<div>
Kartal-Kadıköy metrosunun sevinci.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Hayallerimizi metroların açılışı üzerine kurdurtan canım İstanbul Belediyesi, sanki işi metro-yol- yapmak değilmiş de çok büyük bir lutufta bulunmuş gibi, bir metro açmamış sanki gezegenlikten çıkarılan Pluto'ya insani değerlerden dolayı uzay gemisi göndermiş gibi bir edayla Kadıköy-Kartal metrosunu açtı. İnsanlık için küçük, metro hattı üzerinde yaşayanlar için büyük bir adım olan bu ayağnıyerdenkesere ben de bugün binme fırsatı buldum. Sandım ki hızlı gideceğim, sandım ki işe yetişeceğim hatta hızımı alamayıp (metro stili) sandım ki oturacak bir yer bulacağım... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Jeton 3 TL </b></div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
Bunca zamandır para veririm, bir şeyin fiyatı belirlenirken kıstas alınan şeyleri hiç sorgulamamıştım. Ta ki jetonmatiğin yanındaki o 3 TL'yi görene kadar. Bu noktada minnoşum İstanbul Belediyesi'ne Kant'ın bile aydınlatamadığı beni, 3 TL ile aydınlattığı için teşekkür ederim. İnternetlerden yaptığım araştırmaya göre bir şeyin fiyatı için kıstas alınan şeyler ülkeye en yakın, en büyük uluslararası pazarın fiyatı ve diğeri de ABD dolarıymış. Bu saçma sapan önerme üzerine kafa yormadığımı sizinle paylaşmak isterdim ama malesef kafa yordum ve işin içinden çıkamadım. Sonra eski bir tanıdık geldi aklıma... Karl Marx. Marx, fiyatı belirlenen şeye meta diyor. Belirlemekte en büyük etmeni de, hepimizin Selvi Boylum Al Yazmalım'dan ezbere bildiğimiz o konsept olarak konumlandırıyor 'EMEK!' Emeğin karşılığı alınana kadar bir şeyin fiyatının fazla olması sonra normale çekilmesi zırvasına tokuz. Hepimizin bildiği gibi Boğaz köprüleri önce kendi masraflarını çıkarana kadar paralı olacaktı. Yıl oldu 2012 sevgili İstanbul Belediyesi, inanır mısın köprüden her geçişimde atlamam içimden saydırırım. Emeğe dönecek olursak. Evet metro yapımında belli bir emek harcandı ama 3 TL ne ya. Yuh.</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Metrodaki mavi mavi yuvarlak dönemeçler</b> </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sanat yönetmenleri sözüm size. Artık cinayet filmi için mekan aramanıza gerek kalmadı. Sizi Kadıköy metrosuna alalım. Hep düşünürdüm AVM otoparklarından daha daralık bir yer olabilir mi diye. Arz talep meselesi, tatlım İstanbul Belediyesi içimi okumuş resmen. O duvarları gördükten sonra metroya inişin bir yerin dibine iniş olduğunu iyice hissediyorsunuz.</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Yeni açıldı boştur!</b></div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
Yeni şeylere karşı heyecanlıdır insan. Ön yargısızdır. 100 puan verir daha başlamadan. Ben de metronun daha tam olarak keşfedilmediğini düşündüğüm için, belki bir koltuk bulur, oturur, hatta şanslıysam kitap okurum diye düşünüyordum. Eksinin üzerine bir çizik atıyor onu artı yapıyordum ki, gerçeklik önümde kapılarını açtı. Ben içeriden mis kokular (yeni mis kokmaz mı?), 'haydi gell aslıı sana çok güzell bir yer ayırdıkkk' tadında bir björk müzikali beklerken, saç teli atsan yere düşmez, gider birinin ceketine düşer sonra karısı bu kimin saçı diye kavga çıkarır gibi bir senaryo içinde buldum kendimi. 3 TL vererek, 0,1 mm yer kapladım. Kitabım çantamda kaldı amaan amannn. (kalbim ege'de kaldı müziği ile okuyunuz.)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Metronun içinde spor salonu!</b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
İyi şeyler yok mu metroda peki? Tabi ki var! 'Başına bir şey gelmişse doğursun devlet bakar.' replikleri ile beynimize kendini kazımış sağlık bakanı recep akdağ kafasını obeziteye taktı bilirsiniz. Obeziteyi yenmeyi, form tutmanın yolunu başka yerde aramaya gerek yok. Bir Hillside olarak sizi metroya alalım. Metronun Metrobüs çıkışında yürümeniz gereken tam 15 dakikalık bir yol var! Yaklaşık 500 merdiveni de sayarsak tatlıko İstanbul Belediyesi bildiğin 10.000 adım atmış oluruz. Yoga seansına girmek isteyenler de Metrobüsle devam edip, tek elle tutunup tavanı selamlama, çömelerek çoçuk pozu ve ya sabır çekerek derin nefes hareketlerini yapabilirler. Metrolar, metrobüsler... Adeta sabah sporu! </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Peki metro ile ilgili deneyimlerim bu kadar mı? Tabi ki değil. Her sabah metrolandıkça sizinle paylaşacak, iki lafın beline fıtık olacak deneyimlerim olacak. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Esenler kalınız.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<u>Günün atarları</u></div>
<div>
<br /></div>
<div>
*Bir AKP mantığı olarak, 'Biz yedik Allah arttırsın, ülkeyi kuran kalkındırsın.'</div>
<div>
*Çile bülbülümdeki 'çileeeeee' kısmı gibi. Nefesin bitene kadar uzadıkça uzuyor toplu taşıma yolculuğu.</div>
<div>
<br /></div>
aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-768107809379347892012-07-10T05:32:00.001-07:002012-07-10T05:32:48.257-07:00<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="300" mozallowfullscreen="" src="http://player.vimeo.com/video/45490976" webkitallowfullscreen="" width="400"></iframe>aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-52963847654746223502012-07-01T07:10:00.001-07:002012-07-02T01:02:48.552-07:00her yara izi, insana bir yalan hakkı verir.<u>kolumdaki kesik : </u><br />
<br />
büyük bir kasırga sonucu sürüklenen teknemle<u> </u>mozambik angoche kasabasına vardığımda beni üç maymun karşıladı. biri sürekli konuşuyor, biri sürekli etrafı dinliyor, diğeri de çevreye bakıyordu. ben ilk defa ıssız bir yere düşmüştüm, bunu öngöremediğim için yanıma alacağım şey konusunda hazırlıklı değildim. ceplerimi yokladım ve şehir tacizcilerine karşı yirmi dört saat yanıma olan biber spreyimi buldum. maymunlardan çok gören, biber spreyimi alıp çok konuşanın ağzına sıktı. çok konuşan da spreyi çok duyanın kulaklarına sıktı, çok duyan da çok görenin gözlerine spreyi sıkınca adanın maksimi bozuldu. adayı bir anda deniz yutmaya başladı. ben bir bambu ağacına tutundum. çıkan dev fırtına ağacı öyle bir sarstı teknemin üzerine savruldum. tam gövdeye düştüm. kolumda bir acı hissettim. bir önceki gece yediğim barbunya konservesi kolumu kesmişti.<br />
<br />
<u>sırtımdaki kabuk izi: </u><br />
<br />
o yaz boş zamanlarımda temizlik delisi bir kadının bakımını üstlenmiştim. çok yaşlı ve çok temizdi. yaşlı bile kokmuyordu. bu yüzden bir gün alnının ortasındaki fermuarı açacağını ve içinden sabundan yapılmış genç bir kadının çıkacağını düşünüyordum. bunları düşünmediğim zamanlarda rahattım. ben salonda koltukta oturup nintendo beyin yaşı hesaplama oyunumu oynarken, o temizlik yapıyordu. o kadar çok temizlik yapıyordu ve ben de o kadar çok o oyun oynuyordum ki beyin yaşım tam 2'ye gelmişti. biraz daha oynarsam varolmamaktan korkuyordum. günlerden yine bir gün, evine gittiğimde kapısını açık buldum. rutin ev havalandırma operasyonudur diye düşündüm. salonun ortasında ortadan ikiye ayrılmış elektirik süpürgesi gözüme çarptı. belli ki onarılmaya çalışılmış ama başarısız olunmuştu. sonra <span style="background-color: white;">tepemde hafif bir gıcırtı duydum ve tavana doğru baktım. avizeye asılmış o da bana bakıyordu. birden üzerime atladı ve beni sırt üstü yatırarak, benimle halıyı süpürmeye başladı. o anda sırtımda bir acı hissettim. sürtünmeden sırtım açılmıştı. </span><br />
<span style="background-color: white;"><br /></span><br />
<u style="background-color: white;">göğüslerimin arasındaki yanık izi: </u><br />
<u style="background-color: white;"><br /></u><br />
<span style="background-color: white;">gözlerimi açtım. yanımda yoktu. saate baktım, onikiyi oniki geçiyordu. zamanın beni simetrik sayılarla mutlu etmeye çalıştığını düşündüm ve bu örtbas kötü bir şey olduğunu gösteren ikinci ipucuydu. (ilki onun yanımda olmaması.) salona gittim. bilgisayarın başında oturmuştu. üzerinde onun için ördüğüm kazak vardı. o kazağın modelini anneannemden almıştım. üzerinde bir şimsek deseni vardı. o benim odaya girdiğimi fark etmedi. ben arkasından yokmuşum gibi yaklaşıp, ne yaptığına baktım. bir kıza bir şeyler yazıyordu. iyi şeyler. benim için kötü şeyler. benimle son gecesi olduğunu ve artık ona gideceğini yazıyordu. kalbim iç çekti. içinden bir damla gözyaşı yere düştü. gözyaşının sesini o duydu ve bana döndü. kazağındaki şimşekten negatif elektirik yüklü bir ışık dalgası çıktı. bu dalga da tam kalbimin olduğu yeri yaktı.</span><br />
<span style="background-color: white;"><br /></span><br />
<span style="background-color: white;">her yara izi insana, o izin hikayesi ile ilgili bir yalan hakkı verir.</span><br />
madem canınız yandı, siz de o izi güzel bir hikayeye dönüştürün.<br />
<u><br /></u><br />
<u><br /></u>aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-81575117995496526212012-06-27T04:32:00.004-07:002012-06-27T04:32:52.284-07:00iki ay içinde okumazsan kaybolan kitapihtiyacım olan bu:<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/gHl8IqCqza8" width="560"></iframe>aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8907954646630913266.post-80659759842224776342012-06-27T03:44:00.001-07:002012-06-27T03:44:55.836-07:00daily e-motion ile isim kardeşi olan daily script diye bir site buldum. sevdiğin filmlerin senaryo halini buluyorsun. mesela ben bunu çok sevdim: <a href="http://www.dailyscript.com/scripts/whenharrymesally.pdf">http://www.dailyscript.com/scripts/whenharrymesally.pdf</a>aslı topcuhttp://www.blogger.com/profile/11358791088035173557noreply@blogger.com0