onu hep içimde taşıdım. sabah gözümü açtım, onun beni sevmesine hep açtım. her gün yürüdüğüm rutin yoldan yürüdüm. simitçimden simit söyledim, ona yakında karşılaşacağımızı söyledim. karaköy vapuruna akbil bastım, çıkan dırırıt sesindan ona şarkı yaptım. gözüme siyah kalem sürdüm, onun için beyaz bir sayfa açtım. küçük şeylerden mutlu oldum, büyük mutlulukları ona ayırdım. tırnak yemeyi bıraktım, onunla hayali bir balıkçı restoranında yanlışlıkla balığın kılçığını yedim. başkalarına seni seviyorum derken, içimden ona seni seviyorum dedim. ağlamak istedim, sahte gözyaşlarımı dışarı deniz tuzlu gerçek gözyaşlarımı içime (ona) akıttım. telefonumda onbeş cevapsız çağrı vardı, ben hep onu aradım. şekersiz sakızın bile tadı bitti, benim onu arayışım bitmedi. yazın kırmızı ojeli parmaklarımı kuma gömdüm, ayak izimin değmediği her kum tanesi kadar onu bekledim. kendime uzun bir not yazdım, onu sıkmayayım diye her şeyi ona kısaca anlattım. gözüm daldı, onu hatırladım ayıldım. ayakkabıcıda denediğim ayakkabı ayağıma büyük geldi, ona şehrin en küçük ayaklarına sahip olan sindrella olduğumu söyledim. ben hep içimde onu aradım...
şimdi de yalnızlığa küstüm, onunla barıştım.
bence kanımca amaç değil bazı şeylerden uzaklaşmak için araç şu anda insanlar.
YanıtlaSilçok depresif olmuş ama bu yorum,
YanıtlaSilyazı o kadar pembeyken :)
kafam karıştı :( o nasıl bişeymiş de şehrin en küçük ayaklı kızını bilmiyormuş :)
YanıtlaSilonu içimde yaşattığımdan dolayı ayaklarımdan bi habermiş :)
YanıtlaSilBence uzun süredir aradığını buldun:)
YanıtlaSilve bu yorumu yapan kişi?
YanıtlaSil... seni asla affetmeyecek.
YanıtlaSilgece 4 de pıs pıs
YanıtlaSilbirini sevmek, birinden nefret etmekten daha kolay sevgili beni affetmeyecek kişi.
YanıtlaSilbu yorumu yapan kişi?
YanıtlaSilhaydi bil bil