emosfer deliniyor

fazla piercing ve saç spreyi kullanmayınız.

şeker hoşçakalı

çok güzeldi, seni çok sevdim ama artık olmuyor işte. yapamıyorum. o yüzden kahve içmek bahanesi ile sarılıp ayrılmak için çağırdım seni. hoşçakal.

yaşıtlarına göre çok kısa


şimdi ben küçükken çok kısaydım, ama acayip basketbol takımına girmek istiyordum. basketbol hocaları sınıflar arasında geziyordu takımı kurmak için. bizim sınıfa geldiler. kimler takıma girmek ister diye sordular. bende "ben" diye atladım. hoca da, tamam o zaman ayağa kalk dedi. ben de ayaktayım zaten dedim. ühühühü.

mini mini bir büs donmuştu.

inmene 100 metre kalmış. deli trafik var. minibüsçüye, "kapıyı açar mısınız?" diyorsun ve iniyorsun. minibüsteki herkes sana bakıyor, "vay be yürü bacım" şeklinde. ama sonra ne oluyor,sen yürürken bir anda trafik açılıyor ve minibüs yanından korna çalarak geçiyor. minibüsün içinden de sana sırıtarak bakan, az yürüyüp çok oturan yolcular.

dil dedim de


dilini şöyle yapabilen insanlardan değilim. sanırım genetikmiş. bu yüzden ıslık da çalamıyorum, taraftar da olamıyorum, takım da tutmuyorum. hıh.

dil yarası

gene dişim çürüdü.
oyuk oluştu.
dilim o oyuk oluşan yere gitti.
dişim dilimi kesti.
ve hala gitmeye devam ediyor.
(yukarıdaki hikayedeki tüm kahramanlar hayal ürünüdür)

at sözlüğü

gözlüğü yazacağıma yanlışlıkla sözlüğü yazdım. sonra "horse dictionary" diye arattırdım buldum efendim. bir gün bir at ile konuşmanız gerekirse, buyrun burdan bakabilirsiniz: http://www.horses-and-horse-information.com/horsedictionary.shtml

ufuk sarıca'ya şiir


12 yaşımdaki şiir defterimde, o zamanlar hard core aşık olduğum ufuk sarıca'ya yazdığım şu şiiri buldum. okuduktan sonra bu blogu takip etmekten vazgeçerseniz hiç kırılmam.

seni leylekler getirmedi mi?
sana aşkı öğretmedi mi?
söyle sana ne dedi?

bana gerekmez fal,
dur gitme burada kal,
leyleği tutma sal,
bence senin üçlüklerin bal.

acırım acırım


usain bolt'un fotoğrafını çekmek için, onunla beraber koşmak zorunda olan şu kel fotoğrafçıya acırım. yazık.

seviyorum seni

tekmeyi buza basıp, basıp yer gibi.
geceleri ökkeşler içinde uyanarak.
lazımlığı dayayıp musluğa su içer gibi.