bir kadın beyninin anatomisi

dur ya bir kahve içip ayılayım. ya da kahve içmesem mi, selülitler portakal kabuğundan çok ay kraterlerine döndü. çay içeğim en iyisi. ulan çayı da şekerli içiyorum. o küp şeker sıkıştırılmış sonuçta, kimbilir toza çevrilse ne kadar çok olur. diyet şekeri ile mi içsem? yok be diyet şekeri de zararlı diyorlar. çayı şekersiz içsem de çiğ patlıcan tadı bırakıyor ağızda. ben en iyisi su içeyim. suyun da tadı yok, ha içmişim ha içmemişim ne farkeder aman. soda mı içsem, mineral kafasına gelsem? yok sodayı yemekle içerim. yemekte kola yerine daha iyi. yemekte bir şey içmeyince de olmuyor be. gene dönüp dolaşıp su içmeye geliyorum. su ve sigara kadar da birbirine yakışmayan ikili olabilir mi? andy warhol'la edie sedgwick gibi maşallah. şimdi o zaman önermemi daraltayım, ne yapmak istiyorum? sigara içmek istiyorum, yanında sıcak bir şeyler. yeşil çay mı içsem? yeşil çay yerine de çimen yerim, hem japonları hem inekleri daha iyi anlarım, onlarla sinerji kurarım. bir bira mi içsem be, şöyle keyifli keyifli. yok lan, ayılayım diye yola çıktım bayılmayayım. bir bira acayip uyutuyor, iki birada da kafam güzel oluyor. şimdi öğlen öğlen kafam neden güzel olsun yani saçma. meyve suyu diyeceğim orası komple karanlık bir alan. vişne, elma, portakal, mandalina nasıl karar vereceğim? hem taze meyve suyu içmek lazım. dışardan mı söylesem? markette satılan sıkma meyve sularından da çok kıllanıyorum. nasıl %100 olur lan, sıkıyorlar bence. taze hiç değiller. ben en iyisi üniversite sınavında kullandığım "ilk akla gelen doğrudur"dan ilerleyeyim, kahve içeyim. hadi be yemek zamanı geldi. o zaman kahveye es vereyim, ne yemek yesem diye düşüneyim. şimdi öğlen et yersem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder