bir aslı, bir siyasetçiye "domuz" dediği için, siyasetçi aslı'yı dava etmiş. yargıç, aslı'yı suçlu bulmuş. aslı: ben bu siyasetçiye domuz diyemeyecek miyim yani artık demiş. yargıç da, öyle demiş. aslı, "peki bir domuza, siyasetçi" diyebilir miyim demiş. yargıç da, tabi ki demiş. aslı bunun üzerine siyasetçiye yaklaşmış, "iyi günler siyasetçi" demiş.
her çağın ruhu kendi antitezini üretmiştir ve ikisinin çarpışması yeni bir sentez yaratmıştır.
tez, 1950 konformizmi, antitez, 1960 hippi hareketi, sentez, plastik hippilerin doğuşu. türkçe meali,
tez, arabeskçiler, antitez rakçılar, sentez müslüm gürses'in paramparça adlı şarkıyı söylemesi.
tez, arabeskçiler, antitez rakçılar, sentez müslüm gürses'in paramparça adlı şarkıyı söylemesi.
bilgiye açlık durumunda beynim alarm veriyor, gugıl gugıl.
küfür etmememin nedeni, küfür beğenemememdir.
musa elinde tabletler ile sina dağına iner
toplanan kalabalığa seslenir: biri iyi, bir kötü haberim var. iyi haber emirleri ona indirdim, kötü haber zinayı listeden çıkartmaya ikna edemedim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)